Sahalara geri döndük :)

Tatilin bir haftasını bitirdik öyle böyle derken...

Ecenaz'da bunun farkında olacak ki bugün pek bir hevesliydi :)

İlk olarak dün geceden kalma bir oyun... Strafora metalik şöniller ile tünel yaptık .

 

Tünelimizden ponponumuzu geçirmeye çalıştık.

Sabah ise Pazar pazar ayılamayan anneye inat cin gibi olan kuzucuk önce eline bu bebek giydirme defterini geçirmiş :) Birazcık onunla oyalandı...

 

Kahvaltı hazırlarken anneye yardım etti. Kendi portakal suyunu kendisi sıktı :)
 

Daha sonra çıkartmalar ile deniz altı manzarası hazırladı :)
 

Sonra yine anne iş yaparken ona yardım etti. Ben bulgur ayıklarken kızımda aktarma yaptı :)
 

Ve ne zamandır aklımda olan ama kuzum ile erkendir diye ertelediğim bir oyunu yaptık. 
 Öncelikle söyleyim gerçekten erkenmiş ya da bize göre değilmiş :) 

Tatları oluşturmak için tuz , şeker ve limon ile sulu karışımlar hazırladım. 
 

Tuzlu,tatlı ve ekşiyi kendine göre tadıp eşlemesiydi etkinliğimizin amacı. Ama benim kıza göre tüm tatlar çok güzeldi :) Antakyada büyüyen bir kızçeyede bu yakışır :)) Tatlı ekşi tuzlu ayırt etmez :)))
 

Her bir şişeyi kaç kere tattık hatırlamıyorum :)) Bıraksam şişeleri kafasına dikcekti :) 

Neyse denemedik demeyiz :) 

Bir sonraki oyunumuz ise peçete ıslatma idi :) 

Küçük sprey şişemizi kullanarak minik kaslarımızı geliştirdik. Ve renklerin nasıl canlandığına baktık.  

Kitapsız olmazdı gün değil mi :) 
Pamuk şekerinin tercihi İş Bankası Kültür Yayınlarının Hareketli Kitaplarından yana oldu :) 

Sonrasında temizliğe verdik kendimizi :) Bebişimizi yıkadık bir güzel. Daha önce de yapmıştık bunu ama bu kadar kapsamlı olması Derin kuzum ve annesi sayesinde oldu :) 
 İşte bıcı bıcı aşamalarımız :)

Yıkadık, pakladık, saçlarını kuruttuk, üstünü giydirdik,saçlarını ördük ve işte hazırız :)
 

Tüm kuzucukları toplayıp iki koltuk arası oluşturulan çadır evde Zeynep'in Kırmızı Çizmeleri kitabı okunup bebişler uyutuldu :) 

 

Çok yoğun bir günü geride bırakıp yeni haftaya hazırlandık :)